9 Haziran 2015

HAY BEN "YAZ GELDİ Mİ NE!!!" DİYEN DİLİMİ ISIRAYIM, E Mİ!

Evet! Evet!

Aynen başlıkta yazdığım gibi durum.

Burası, yani Ankara, herrrrrr gün yağmurlu. Öyle böyle değil, bildiğiniz sular seller götürmeceli yağmurlu... Zaten facebook'u olanlar biliyordur, görmüştür dönen alayları, feci hallerimizi...

Gelmek bilmeyen yaz dışında hemen herşey aynı burada. Günübirlik İstanbul "git-gel"i ve seçimler biraz heyecan katmadı dersem yalan olur.

Doktor kontrolü için gittim İstanbul'a. Dediğine göre şimdilik herşey yolunda gidiyormuş; egzersizlere devam, kilo ver, kaslarını güçlendir... Onun dışında bir güne ne sığdırılabilirse onu yaptım, yorgunluktan da öldüm!!! Yeşil hırkalı resimler o güzel İstanbul gününe aittir...

Sonra seçimler geldi.

Tatili bu sebeple geciktirmiştik zaten. Pazar günü benim çocukları aldım, gittik oy kullandık. Allahtan bizimkilerin oy kullanacağı salon okula girer girmez sağdaki ilk salondu, ne bir merdiven ne basamak!

Eve çık-gir biraz yorulduk ama en azından hepimizin içi rahattı o gece.

Sonuçlar hepimize hayırlı ola!

Koşuşturma bitmiyor bir türlü. Şimdi pür hız tatil hazırlığı.

Millete bakıyorum da evli, çoluğu cocuğu olan da var, işi var çalışıyor ama hergün hamarat bir şekilde birşeyler de yapıyor, blog sayfalarını haftada birkaç kere güncelliyor. Bense neredeyse hemen hergün "bugün tamam, şunları bunları yapacağım" diyorum ama dünya hallerinden bir türlü yetiştiremiyorum hobi işlerimi!!!

Bunu becerebilen herkesi tebrik ediyor "maşallah" diyorum :)

Düzenli bir şekilde yapabildiğim tek şey şu sıralar boyama kitabımı boyamak!

Salondaki masanın üzerinde duruyor kalemlerim, masa kalemtraşım, gözlüğüm. Mutfaktan salona, salondan antreye, yatak odasından salona... her geçişte oturup iki çiçek boyuyorum, öyle oturuyorum. Terapi gibi geliyor, örgü örmek, müzik dinlemek gibi.

Yine de çok hızlı ilerlediğim söylenemez ama oldukça keyifli. Zaten Facebookta Instagramda hergün bir sürü resim paylaşılıyor "boyama kitabı boyayıcıları" tarafından...

İlk bitirdiğim sayfayı dikkatlice koparıp kitaptan çerçevelettirdim. Bodrum'da evin dış duvarına asmak için. Konsept olarak tam oraya uygun, renkler falan...

Fotoğrafta çok belirgin değil ama renkleri daha canlı aslında...

Fotoğraf, renk deyince aklıma geldi! "Bu aralar"ın keyif veren değişikliklerinden biri de yeni telefonum!

Samsung Galaxy S3'üm yoğun kullanımımla ikibuçuk yılını doldurmasının ardından arama-mesaj dışında diğer özellikleri bakımından oldukça ağırlaşınca sonunda yeni telefonuma kavuştum!
Samsung E7.

Şimdilik çok mutluyuz kendisiyle. Bu fotoğraflar önceki telefonumla çekildiği için biraz solgun. Asıl siz bundan sonra görün beni! Heh heeee :)

 Aşağıdaki ise şimdilerde boyadığım. Gitmeden yetirştirebilirsem eğer o da Bodrum yolcusu olacak bizimle...


Bu aralar bir de vakit buldukça tığla küçük motifler örüyorum. Bunlarla ne yapacağım, nasıl değerlendireceğim hakkında çok bir fikrim yok! Kahverengi tonlardan başladım gidiyorum. Battaniye falan zaten aşar.

Sanırım yine benden olsa olsa yine ve sadece kırlent çıkar bugüne kadar olduğu gibi...

Zaten kolay kolay da birşey olacak gibi değil, günde bir iki motifle sonbahar-kışa doğru anca :)





Arkideşler bende son durumlar böyle. Biliyorum bu aralar yaratıcı hemen hiçbir şey paylaşamadım sizinle ama... Yakındır inşallah :)

Olmalı

Olacak

İstiyoruuuum :)

HerkeŞe güzel, sağlıklı ve gülen yüzlü bir Salı diliyorum.

Kalın sağlıcak ilen :)

Not: Bu yazıyı teeeeeee ne zaman yazmaya niyetlenmiştim lakin başlığı atıp kalmıştı günlerce. Taslaktan tamamlayınca yayın tarihi ile benim "gülen yüzlü Salı" dileğim birbirini tutmadı. Siz anlayıverin artık! :)


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder